6 Kasım 2013 Çarşamba







                                      SÜMERLER VE YAZININ İCADI 








                                                                            HAZIRLAYAN
                                                                             UMUT  CAN TABAR















    SÜMERLER
         Sümerler, MÖ 4000 - MÖ 2000 yılları arasında Güney Irak'ta (Mezopotamya) yerleşik olan, medeniyetin beşiği olarak bilinen coğrafi bölge ve medeniyettir.
      Milattan önceki yüzyıllarda bölgeye gelerek, dördüncü bin yıl içinde devlet kurmuşlardır . İlk Sümerler, İran Körfezi ile Babil arasında Sinear adı verilen bölgeye yerleşmişlerdir.
       Elamlılar, Akkadlar ve Kasitlerle komşuydular. Bölgede bulunan Dicle ve Fırat nehirleri taştığından, etraflarında meydana gelen bataklıkları kurutmaya başladılar. Nehirlerin kenarlarına set çekerek taşmanın önüne geçtiler. Setlerden sun’i tepeler meydana gelip, üstüne evler yaptılar. Kurdukları şehirlerin etrafını surlarla çevirdiler. Site adı verilen şehir devletleri kurdularsümerler
Sümerler on bir şehir devleti kurmuşlardır. En meşhurları Kiş, Lagaş, Mari, Ur, Uruk’tur.  Şehirler tapınakların etrafında kurulan evlerden oluşuyordu.
 Sümer şehir devletlerini rahiplik görevi de bulunan Patesi adı verilen bir prens yönetiyordu.
Mezopotomya'da taş bulunmadığı için yapılarda tuğla ve kerpiç kullanılmıştır. Bu sebeple mimari pek gelişmemiştir.Aynı zamanda binalar uzun süre ayakta kalamamıştır.
Çok tanrılı bir dinsel inanışları vardır.Öldükten sonra yaşam inancı yoktur. İnanışları dünya ile ilgilidir.Onlar için mutluluk dünyadadır. Ziggurat adı verilen tapınaklar yapmışlardır. Gökteki tanrılarıyla baş başa kalmak için,tapınakların üstüne çıkar ve gece gökyüzünü seyrederlerdi. Bunun sonucu astronomi bilimi gelişmiştir.


  













                                                                         YAZININ İCADI
         Yazının icadı, bilinen insanlık tarihinin de başlangıcı olarak kabul edildiğinden ve tarihin kayıt altına alınarak günümüze ulaşmasını sağladığı için en önemli icat olarak kabul edilir. Tarihsel süreç içerisinde her milletin kendine özgü bir yazı sistemi geliştirdiği ve bu durumun da insan yaşamında gelişen ihtiyaçlar nedeniyle zorunlu hale geldiği bilinmektedir. Yazının ilk olarak kim ya da hangi topluluk tarafından kullanıldığı kesin olarak bilinmese de, bilinen en alfabeye dayalı yazı sistemi Sümerlere aittir.
         Sümerlerin geliştirdiği yazı sistemi ilk aşamada taş daha sonraki dönemde toprak tabletler üzerinde kullanılıyor ve günlük hayatın her alanından farklı bilgilerin kayıt edilmesini sağlıyordu. M.Ö. 26 yüzyıl gibi oldukça eski bir döneme tarihlendirilen Sümer tabletlerinin bulunuşu da, bilinen insanlık tarihinin rotasının belirlenmesi açısından hayal dahi edilemeyecek bir öneme sahiptir. İlk olarak Sümer rahiplerinin depoladıkları malların kaydını tutmak için geliştirdiği yazı sistemi, kısa süre içerisinde gelişerek ticaretten eğitime birçok alanda kullanılmıştır.
                                     



                                                      ESKİ BİR SÜMER TABLETİ

    


SÜMER ALFABESİ
        Ticaret hayatında alışveriş ve stok tutmada da yaygın olarak kullanılmaya başlanan Sümer alfabesi, ilerleyen zamanlarda insan isimlerinde meydana gelen karışıklıkların giderilmesi için hecelere ayrılmıştır. Kişilerin isimlerinin parçalara yani hecelere bölünerek farklı hayvanlara benzetilmesiyle gelişen bu sistem, kişinin isminin birkaç hayvan figürünün bir arada kullanılmasıyla belirtilmesini ve böylece karışıklıkların giderilmesini sağladı. Bu şekilde Sümer dilinde kullanılan seslerin bire bir karşıtı olan ilk harfler de şekillenmiş oldu ve Sümer alfabesi gelişerek daha kompleks bir yapıya büründü.














                                             SÜMER ALFABESİ
            Yazının gelişim sürecine Eski Mısır toplumu da büyük katkı yapmış olsa da, hiyeroglif adı verilen resimlere dayalı anlatım dilini geliştiremedikleri için alfabe sistemine geçememişlerdir. Mısır yazım sisteminde farklı kelimeleri anlatabilmek için 3 bininin üzerinde hiyeroglif olması ve anlatımın daha karmaşık olması, Sümerlerin geliştirdiği alfabenin de yapısal anlamda farklı bir perspektifte incelenmesine neden olmaktadır.
            Tarihsel süreç içerisinde çivi yazısı da önemli değişim aşamalarından geçmiştir ve özellikle Persler ve Hititliler tarafından yoğun bir biçimde kullanılmıştır. Ayrıca yazının tarihi gelişiminde büyük önemi olan Çinliler de, bilhassa hiyeroglif sistemini ilk olarak geliştiren toplum olarak görülmektedir. M.Ö. 1700′lerden itibaren başlayan hiyeroglife dayalı bir yazı sistemi tarihi olan Çinliler, bu süreçten sonra yazı sistemlerini sürekli olarak geliştirmiş ve günümüzde de hiyeroglife dayalı yazı sistemlerini de hala kullanmaktadır.
            Yazının gelişim sürecine Eski Mısır toplumu da büyük katkı yapmış olsa da, hiyeroglif adı verilen resimlere dayalı anlatım dilini geliştiremedikleri için alfabe sistemine geçememişlerdir. Mısır yazım sisteminde farklı kelimeleri anlatabilmek için 3 bininin üzerinde hiyeroglif olması ve anlatımın daha karmaşık olması, Sümerlerin geliştirdiği alfabenin de yapısal anlamda farklı bir perspektifte incelenmesine neden olmaktadır.
            Tarihsel süreç içerisinde çivi yazısı da önemli değişim aşamalarından geçmiştir ve özellikle Persler ve Hititliler tarafından yoğun bir biçimde kullanılmıştır. Ayrıca yazının tarihi gelişiminde büyük önemi olan Çinliler de, bilhassa hiyeroglif sistemini ilk olarak geliştiren toplum olarak görülmektedir. M.Ö. 1700′lerden itibaren başlayan hiyeroglife dayalı bir yazı sistemi tarihi olan Çinliler, bu süreçten sonra yazı sistemlerini sürekli olarak geliştirmiş ve günümüzde de hiyeroglife dayalı yazı sistemlerini de hala kullanmaktadır.










SÜMER ÇİVİ YAZISINDAN BİR ÖRNEK TABLET











                                                                                     
                                                                                       HAZIRLAYAN / UMUT  CAN TABAR



                                                                                                                         

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder