ELLORA AJANTA
MAĞARALARI
VE
HİNT VEDA TOPLUMU
HAZIRLAYAN
UMUT CAN TABAR
ELLORA
MAĞARALARI
Hindistan’da
Maharashtra Eyaletinin kuzeyinde Aurangabad şehrine 30-40 km uzaklığında
bulunan tarihi bir miras Ellora Mağaraları. Kayalara oyulmuş eski
tapınaklardan oluşan bu mağaralar Unesco tarafından Dünya mirası olarak
tescillenmiştir. Ajanta mağaralarına çok yakındır fakat aralarındaki farktan
dolayı iki mağara kıyaslanamaz bile.Ellora’da yalnızca resimler değil buna
benzer heykel ve heykelcikler de bulunmaktadır ek olarak tek bir tapınak
değil birçok dine ait tapınakları bünyesinde barındırmaktadır.
ELLORA MAĞARALARI
ELLORA MAĞARALARI
Kuzey-Güney
doğrultusunda oyulmuşlardır ve en baştaki mağara ile en sondaki arasında
yaklaşık 2 kilometre mesafe bulunmaktadır. Bu alanda toplam 34
mağara bulunmaktadır bu 34 mağaranın tümü aynı dine ait değildir. 17
Hindu,12 Budist ve 5 tane de Jain tapınağı mevcuttur bu da tarihte farklı
dinlere hizmet ettiğini ortaya koymaktadır.
Mağaralarda bulunan resimler ve heykeller gerçekten
işçilik harikasıdır bu heykeller özellikle yapılan ibadetleri ve törenleri
anlatmaktadır. Birçok dine hizmet eden bu mağaralarda ilk tapınaklar
Budistler adına inşaa edilmiştir. Kayaların içine oyulan tapınakların işçilikleri
fazlasıyla kaliteli ve günümüzde de özelliğini ve orijinal yapısını kaybetmemiştir. Mağaraların en ortasında, ana
tapınak Kaisala bulunmaktadır. Tarihçilerin yaptığı araştırmaya
göre yapım 150 yıl sürmüş ve yaklaşık 7.000-10.000 işçi bu tapınakların
yapımında görev almıştır.
Ülkede, 2’nci yüzyıldan kalma,
tarihi mağaralardır.
Mağaralar içinde:
heykeller, resimler ve Budist dine ait tasvirler bulunmaktadır.
Mağaralar: 1983 yılında, UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Listesine dahil
edilerek koruma altına alınmıştır.
Kökeni M.Ö 200′e
kadar dayanan Ajanta Mağaraları Hindistan’ın Maharashtra bölgesinde Ajanta
Dağlarının bazalt kayalar ile kaplı tepelerinde yer alır. Mağaralar doğal
mağaralar değildir. Budist rahipler tarafından 29 farklı kaya bloğu oyularak
oluşturulmuştur.
Mağaralarıjn oluşumu
M.Ö. 200 ile M.S 600 yılları arasında olmuştur. Mağara tamamen Budha’ya adanmış
olup duvarlarında Budha’nın yaşamı ile ilgili kesitler yer almaktadır. Her
mağaranın içi olağanüstü güzellikte kabartmalardan, sütunlardan ve kubbeler ile
süslenmiştir.
Budha’ya ait olan
duvar resimleri Budha’nın günlük yaşantısından kesitler sunar. Ajanta
mağaraları oldukça iyi muhafaza edilmiştir.
HİNT VEDA TOPLUMU
Vedalar, Aryan din edebiyatının tamamını içine alan
bir terimdir. Hinduizm dinine
inananlar için kutsaldırlar ve yine bu dine inananlar için açığa çıkmış bilgidirler. Veda
kelimesi bilgi manasına
gelir ve farkında olmak manasına
gelen wit sözcüğüyle aynı kökene sahiptir.
Birçok Hindu, Vedaların yaratılışın başından beri
var olduğuna inanır. Vedaların en yeni bölümleri yaklaşık M.Ö. 500 senesi
civarında ortaya çıkmışken, en eski metin yaklaşık M.Ö. 1500 yıllarına
aittir. Fakat birçok Hint Bilimciye göre metinler yazılmadan önce
uzunca bir süre devam eden bir sözel gelenek mevcuttu.
VEDALAR 4 ANA BÖLÜME AYRILIR
1. Samhitalar
2. Brahmanalar
3. Aranyakalar
Samhitalar: İlahi, sihir, melodi ve kurban bilgisini
içerir ve 4 bölüme ayrılır:
Brahmanalarda dini törenlerin özellikleri ve sembolik manaları
anlatılır.
Aranyakalarda artık ritüelizm değil tamamen sembolik anlamlar
açıklanmaya başlanır.
Aranyakalar ve özellikle "Veda'ların sonu"
(Vedanta) olan Upanişadlar (M.Ö. 800- M.Ö. 400) daha felsefi ve mistik
yapıdadır, anlaşılması mantralara göre çok daha kolay olduğundan
"Vedaların en önemli bölümleri, zirvesi" kabul edilir ve Hint
felsefesi konusunda en önemli kaynaklardan biridir.
Samhitalardan en değerlisi ve en eskisi olan Rig-Veda'da doğa
güçlerinin kişileştirilmesi olan Tanrılara tazim için yazılmış 1017 ilahi
vardır, her ilahi 10 kadar âyetten oluşur, bunların ayrı bir edebî vezni olduğu
için yüksek sesle okunur, anlatımlar üzeri kapalı yoğun sembolizmle bezenmiştir
ve anlaşılmasının oldukça zor olduğu kabul edilir, Rig-veda'da, hayatın
anlamına, evrenin başlangıcına ilişkin felsefi çıkarımlar da bulunmaktadır:
"Önce ne varlık vardı ne de yokluk, ne hava vardı
ne de ötedeki gökyüzü, neydi onu saran? Neredeydi? Kimin himayesindeydi?
Orada mıydı, derinliklerine ulaşılamaz engin Umman?
Ölüm de yoktu o zaman, ölümsüzlük de. Geceye ya da gündüze ait olan herhangi
bir belirti yoktu, Tek olan soluk olmadan soluyordu kendi iç gücüyle, bundan
başka da hiçbir şey yoktu.
Karanlık vardı, her şeyi saran bir karanlık, ve her
şey ayrışmamış haldeki Ummandı o zaman, boşluğun sakladığı o, gayrete geldi ve
var oldu.
Başlangıçta
ilahi aşk meydana geldi, Gönül’ün ilksel tohum hücresini oluşturdu, Rişiler
gönüllerinde araştırma yaparak keşfettiler varlığın yokluktaki bağlantısını.
Belli belirsiz bir çizgi varlığı gayri varlıktan kesip
ayırdı..." (Rig-Veda 10:129)
SamaVeda, melodiler vedasıdır. Kurban esnasında
rahipler bu ilahileri okurlar.
YajurVeda'da, Kurban ile ilgili sözler ve dualar
bulunmaktadır, bir kısmı nesir, bir kısmı da manzum olarak yazılmıştır. Kurban
esnasında alçak sesle okunur.
AtharvaVeda, dinî ayin ve törenlerde okunan dua ve
yakarışları ihtiva eder, 730 ilahiden oluşur. Kozmik, mistik parçalar ve büyü
ile ilgili dualar vardır.
Upanişadlar: Sözsel anlamı gurulara yaklaşmak, yakınlaşmaktır.
Hinduizmin vedalarının son kısmında yer alan eklerin adıdır. Ormana çekilmiş ve
münzevi bir hayat yaşayan kutsal adamların müritlerine aktardıkları, bazen de
sade öğretilerden oluşmuştur. Ormana ait bilgiler ve gizli öğretiler diye de
adlandırılmaktadır. Huzur ve arınma yolunda daha çok fiziksel ve somut
adanmışlıklar içeren ve öneren vedalara bir tepki olarak, evrenle birlik hali
ile içsel huzur ve dinginlik arama yolunda daha ruhani patikalar ve biçimler
arayan öğretilerin bir toplaması olduğuna inanılmaktadır. Veda'ların sonu
“Vedanta” olan Upanişadlar (M.Ö. 800- M.Ö. 400) daha felsefi ve mistik
yapıdadır, anlaşılması daha kolay olduğundan "Vedaların en önemli
bölümleri, zirvesi" olarak kabul edilir.
HAZIRLAYAN
UMUT CAN TABAR